Ahmet TUNCA


Pınar hatırlattı

Pınar hatırlattı


 

Kırk bir yıldır birer bir basınla uğraşıyorum.

Zamanında haber, dizi, röportaj, araştırma, makele yazdım.

Yaş kemalini bulmak üzere.

Biraz yavaşlamak zorundasınız.

O nedenle, gazetelerden uzaklaşıp, daha kolayıma gelen radyonun (Gün FM), haftada bir “Basın Odası’na 13 yıldır ediyorum.

Radyoculuk hayatımın en eskilerinden birisidir.

TRT Antalya Radyosu’ndan Sayın Saffet Uysal ve rahmetli Gönül Suerdem’le birebir saatler süren kültür programları yaptık.

Bu programlar Türkiye’nin bütün TRT bölge radyolarında yayınlandı ve ilgi gördü.

Cep telefonları yaygın olmadığı için dinleyicilerden yüzlerce mektup alırdım.

Hürriyet’in Şuhut muhabiri ve TRT yetkilisi rahmetli ağabeyim, arkadaşım Hacı Veli Gürsoy beni TRT ile tanıştırmıştı. Onunla da telefonlarla TRT Antalya Radyosu’nda programlara katılırdım. Allah rahmet eylesin hepsine.

***

O yıllarda Afyon’da yayın yapan Türkeli ve Kocatepe gazeteleri vardı. Türkeli’nin sahibi Dr. Mehmet Saadettin Aygen, benim için çok önemliydi. Yazılı basın 1980’lerde çok ciddi yayınlar yapardı. TV tek kanaldı, o nedenle radyoların ve gazetelerin ayrı bir yeri vardı.

Dilaver Bakioğlu rahmetli, spor yazarı ve sunucusu Orhan Ayhan aracılığıyla Ak Ajans- Tercüman’ın muhabirliğini de aldım. Bir iki yıl kadar orada da ilavelerinde oldukça geniş yazılar yazdım.

Sonra.

Sonra 1990’lı yılların başında özel televizyonculuk yayınlara başladı.

Afyon’da ER TV adı altında ilk televizyonla tanıştık.

Sahipleri üç kişiydi. İşi yürüten sevgili öğretmen kardeşim Erhan Yücel’di. Erhan’ın kasabası Sinanpaşa Tokuşlar’da öğretmenlik yaptığım için babasını da tanırdım, hatıralarım vardır onunla ilgili.

Biz birkaç arkadaş birlikte zaman zaman tek başıma ER TV’de programa çıkardım. O günkü yayınların bir kısmı şu anda internette duruyor.

Sonra ER TV, Karahisar TV oldu.

Biraz ekran tecrübemiz olduğu için orada da iki yıldan fazla tek başıma tarih ve kültür programları yaptım, çok ilgi gördü.

Karahisar TV hala karasal yayınlarına devam ediyor.

***

Sonra.

Sonra Kanal 3 kuruldu. Uydudan yayın yapan kanal, güçlü bir ekiple yoluna devam ediyor.

Arada bir, bazen yılda bir iki, Pınar Akarsu kızımız, programına çağırır beni. Ben de zevkle koşa koşa giderim. Hayli ilginç programlar yaptık.

Geçtiğimiz günlerde, 27 Mayıs’ta yine davet etti. Konu fetih ve Fatih olan programdan iki gün öncesi çok çok hastalandım. Boğazım berbat, ateşim var. Doktor, ilaç, iğne derken yarı ayakta yayına gittim. 1,5 saatlik programı nasıl bitirdiğimi bilmiyorum.

Pınar, meslektaşım, kardeşim Mehmet Bey’in kızıdır. İyi bir eğitim almış, düz diksiyonu, tok sesi ve vurgulamaları çok başarılıdır. Lakin sağlığımdaki geçici dalgalanma onun programına menfi tesir etmişse üzülürüm. Bir daha böyle bir şeyden Allah korusun…

Evet, nerden nereye geldik.

Pınar’a konuk olduk, bütün medya yaşanmışlığı geçti gözümüzün önünden…